Tiyatro Zamanı yazarlarından Özlem Aysoy, bu sezonda izlediği oyunları ve yorumlarını siz Tiyatro Zamanı takipçileri ile paylaşacak. Yazarımız bu incelemesinde sizlerle "Hayal-i Temsil" oyununu paylaşıyor olacak.

Türk tiyatrosunun iki duayeni, mihenk taşı Bedia Muvahhit ve Afife Jale yaşarken aynı sahnede hiç
yan yana gelmediler ancak Şehir Tiyatroları yıllar sonra Hayal-i Temsil adlı oyun ile onları aynı
sahnede buluşturdu. Hayal- i Temsil bu anlamda adı gibi, tiyatro severler için bir hayalin
-
sahnelenmesine aracılık etti, hayalleri sahneye taşıdı.
1918 yılında Afife Jale tiyatroya olan tutkusundan dolayı ailesinin, özellikle de babasının onayı olmamasına rağmen takma ad ile sahneye çıktı ta ki yakalanana kadar. 1921 yılında Dahiliye Nazırı’ndan gelen bir bildiri ile Müslüman Türk kızlarının sahneye çıkması kesinlikle yasaklanınca, Afife Jale tutkuyu başka alanlarda aradı, farklı tutkuların esiri oldu. 1923 yılında Atatürk’ün emriyle kalkan bu yasak sonrası sağlığı bozulmuş Afife için, bu durum belki de sonun başlangıcı oldu.
1923 yılında Halide Edip’in Ateşten Gömlek filminde oynayan Bedia Muvahhit ise, Atatürk’ün kendisini sadece beyaz perde de değil, sahnelerde de görme isteğini dile getirmesinin ardından sahneye çıkarak , Türk Tiyatrosu’nda resmi olarak sahneye çıkan ilk kadın oyuncu ünvanını aldı.
İşte bu iki tiyatro tutkunu kadının hayatlarını, tutkularını, hüzün ve mutluluklarını, kah kendi ağızlarından kah makyör Dikran Efendi’in ağzından dinleyerek belgesel tadında bir tiyatro oyunu seyrediyoruz Hayal-i Temsil’de.
Oyunun yazarı Ahmet Sami Özbudak gerçek anlamda derin araştırmalar ve çalışmalar yapmış oyun için. Yönetmen ve aynı zamanda Dikran Efendi rolünü de üstlenen Yiğit Sertdemir ise bu araştırma ve çalışmaları oyun içinde belgesel kıvamına sokarak, alışkın olduğumuz oyunlardan farklı bir lezzete büründürmüş oyunu. Hem Afife rolünü canlandıran Şebnem Köstem, hem de Bedia rolünü canlandıran Hümay Güldağ, izleyiciye geçmesi hedeflenen duyguları son derece başarılı bir şekilde sergiliyorlar.
Ben kendi adıma tutkuyu, aşkı, yalnızlığı, umutsuzluğu, hayalleri, acıyı, hüznü ve mutluluğu tattım oyun sırasında. Bakalım siz seyrederken neler hissedeceksiniz?

1918 yılında Afife Jale tiyatroya olan tutkusundan dolayı ailesinin, özellikle de babasının onayı olmamasına rağmen takma ad ile sahneye çıktı ta ki yakalanana kadar. 1921 yılında Dahiliye Nazırı’ndan gelen bir bildiri ile Müslüman Türk kızlarının sahneye çıkması kesinlikle yasaklanınca, Afife Jale tutkuyu başka alanlarda aradı, farklı tutkuların esiri oldu. 1923 yılında Atatürk’ün emriyle kalkan bu yasak sonrası sağlığı bozulmuş Afife için, bu durum belki de sonun başlangıcı oldu.
1923 yılında Halide Edip’in Ateşten Gömlek filminde oynayan Bedia Muvahhit ise, Atatürk’ün kendisini sadece beyaz perde de değil, sahnelerde de görme isteğini dile getirmesinin ardından sahneye çıkarak , Türk Tiyatrosu’nda resmi olarak sahneye çıkan ilk kadın oyuncu ünvanını aldı.
İşte bu iki tiyatro tutkunu kadının hayatlarını, tutkularını, hüzün ve mutluluklarını, kah kendi ağızlarından kah makyör Dikran Efendi’in ağzından dinleyerek belgesel tadında bir tiyatro oyunu seyrediyoruz Hayal-i Temsil’de.
Oyunun yazarı Ahmet Sami Özbudak gerçek anlamda derin araştırmalar ve çalışmalar yapmış oyun için. Yönetmen ve aynı zamanda Dikran Efendi rolünü de üstlenen Yiğit Sertdemir ise bu araştırma ve çalışmaları oyun içinde belgesel kıvamına sokarak, alışkın olduğumuz oyunlardan farklı bir lezzete büründürmüş oyunu. Hem Afife rolünü canlandıran Şebnem Köstem, hem de Bedia rolünü canlandıran Hümay Güldağ, izleyiciye geçmesi hedeflenen duyguları son derece başarılı bir şekilde sergiliyorlar.
Ben kendi adıma tutkuyu, aşkı, yalnızlığı, umutsuzluğu, hayalleri, acıyı, hüznü ve mutluluğu tattım oyun sırasında. Bakalım siz seyrederken neler hissedeceksiniz?

Özlem Aysoy - @ozlemaysoy
0 yorum:
Yorum Gönder