728x90 AdSpace

9 Ocak 2016 Cumartesi

Frankenstein / Cansu Aydın İncelemesi

Tiyatro Zamanı yeni yazarlarından Cansu Aydın, bu sezon izlediği oyunları ve yorumlarını siz Tiyatro Zamanı takipçileri ile paylaşacak. Yazarımız bu incelemesinde sizlerle "Frankenstein" oyununu paylaşıyor olacak.

Türkiye'de ilk kez, Zorlu Center PSM'de sahnelenen Frankenstein başarılı bir ilk olmuş durumda..

Cansel Elçin, Kerem Alışık, Deniz Uğur, Yılmaz Gruda gibi başarılı isimlerin bulunduğu Frankenstein eserinin tiyatro adaptasyonunda görselliğin hikâyeyle, buluştuğu noktada tiyatronun koreografi, ışık tasarımı, müzik, ses gibi öğlelere ustalıkla harmanlanınca adeta bir şölen olabileceğinin kanıtı.

"Madem beni sevmeyecektin, beni neden yarattın?"

Frankenstein varoluşsal sorgulamaların, toplum içindeki yalnızlaştırılmış ötekilerin anlatıldığı klasik bir eser. Tiyatroya sunumu itibariyle de oldukça başarılı. Kerem Alışık, Frankenstein'in yarattığı ' isimsiz yaratık' rolünde göz dolduruyor. Dünyaya adeta atılan bir insan gibi yaratıcısı tarafından bile korkuyla karşılanarak itiliyor. Frankenstein'in basit bir deney gibi gördüğü bu yaratık, zamanla duyguları, olan bir adama dönüşüyor. Kör bir adamın yardımıyla ( Yılmaz Gruda) İnsanlar tarafından gördüğü kötü muamelelerin aksi bir şefkatle karşılaşıyor. Bu yaratığı görmeyen adam, önyargılarından aranmış bir şekilde yapayalnız bu yaratığa yardım ediyor. Fakat bu yardım yine ' Görebilen' insanların girişimleriyle sona ermek zorunda kalıyor.

İnsan, İnsanın Aynası

İlk perde de masumane bir şekilde 'öğrenmeye çalışan' bu yaratık aslında 'TabulaRasa' görüşünün bir yansıması gibi. Yani yaratılıştan boş bir levha olan insan, içini toplum tarafından kendisine sunulanlarla dolduruyor. Çirkin görüntüsü nedeniyle toplumun dışına atılan, örselenen, bu isimsiz bu yaratığın söylemeye başladığı kelimeler " def ol, toz ol" gibi kelimeler.. Kendisine söyleneni öğrenebilmiş. Ardından içini kitaplarla ve güzellikle dolduran bu kör adamdan koparılıyor. Ve kendince toplumun içine dahil olmaya çalışıyor. Bütün bu çabaları, önce merhametli iyi bir insan olup topluma kabul edilmek üzerine… Sonrasında kötülüğü göre göre 'insandan' öğrenen bu yaratığın topluma dahil olma çabalarını görüyoruz. İnsan İnsanın, toplum insanın aynası oluyor. Kötülükle bakan nefreti, iyilikle bakan sevgiyi tohumluyor. Bütün bu gelgitler arasında bu yaratık kendisinden kaçan yaratıcısını arıyor.

Oyun yeteneğiyle taçlanmış görsellik.

Her Karakter günümüz insanının bir temsili oluyor: Farklılıkları sebebiyle ötekileştirilen diğer insanlar, Kibriyle önünü göremeyen, yaşayamadan hissedemeyen egemen insanlar, her şeye rağmen iyi kalabilen azınlıktaki insanlar.

Dr. Victor Frankenstein yaratabilmenin kibriyle var olmuş bir karakter. Kendisine yalvaran yardım dileyen ' isimsiz' yaratık onun egosunu okşuyor. Öfkeyle ve kibirle yükseldiği sahnelerde oyuna eşlik eden ses, ışık ve dekor adeta Frankenstein'in kibirli dünyasını baştan yaratıyor. Burada Cansel Elçin'in başarıyla çıkardığı karakter tahlili beden diline yansıyor. Kendini beğenmişliğin de ötesinde bir yaratıcı kibri duruşunda heybetiyle gösteriyor. Kibirle yükselip çaresiz kaldığında yaşadığı çöküntü ve duygu geçişlerini başarıyla sahneliyor. Cansel Elçin ve Kerem Alışık’ın adeta egemen olan ve yaratılmış olan arasında geçtiği hissini veren diyalogları sırasında her iki oyuncu o hissi veriyor: Bir yanda yaratılmış olanın çaresiz muhtaçlığı diğer yanda egemen olanın tanrıcılık oynayan egemen kibri. Aynı güçte iki oyunu izlemek seyir açısından oldukça keyifli.

Frankenstein bütün ögelerin güç birliğiyle ortaya çıkardığı bir oyun. Klasik bir hikayenin günümüze değen yanı, sahnelere paralel müzikler, ilgiyle izlenebilecek bir koreografi, hikayenin özünü ortaya koyan kostümler, canlılığı sağlayan efektler ve tabii ki bütün bu malzemeyle oyunu ortaya dökebilen başarılı oyunculuklar

Aslında oyunun geçirmek istediği hissi Cansel Elçin bir röportajında özetliyor. “Aslında sevgi her şeyden önemli. Önyargısız, ötekileştirmeden, sadece insan oldukları için insanları sevmenin günümüzde pek çok sorunu çözebileceğine inanıyorum.”

Varoluşsal sorgulamaları, tiyatronun görsel şölene dökülmüş hali, toplumsal hicivlerle izlemeniz için bekliyor.

Cansu Aydın - @cansuydn
  • Website Yorumları
  • Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder

Item Reviewed: Frankenstein / Cansu Aydın İncelemesi Rating: 5 Reviewed By: Unknown
Scroll to Top